TELKARİ
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde ortaya çıkan maden ilemeciliği
çerçevesinde yapılan eserler, yapımına başlandığı ilk zamanlarda görsel bir kaygı düşünülmeksizin ihtiyaçları
karşılama amacı güdülerek meydana getirilmiştir. ilerleyen
dönemlerde estetik kaygı ve ekonomik nedenlerin de takı sanatını
gelişimini etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Gümüş
işçiliği ve takı sanatı alanında da estetik
kaygının ve emeğin ön planda olduğu çeşitli ve çok değerli ürünler meydana
getirilmiştir. Özellikle bir maden sanatı olan Telkari
’de de bu olgu önemli bir yer tutmaktadır. Bu teknik güzel görünmek adına
yapılan takıların yanı sıra günlük hayatta kullandığımız objeleri eşsiz birer
süs aracına dönüştürmektedir. Yüzük, küpe, kolye ve buna benzer takı
objelerinin yanı sıra şekerlikten şamdana kadar bir çok
süs eşyası ile örneklenebilir.
Telkari; Farsça kökenli bir kelime olup “tel ve kari” sözcüklerinin bir arada
kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır. Telkari tekniğinde
esas olan yapılması planlanan ürünün kullanım özellikleri dikkate alınarak
iskeletinin oluşturulması ve içinin dolgu malzemelerle doldurulup parçaların
lehimle birleştirilmesidir.
Telkari sözcük anlamı bakımından tel ile yapılan sanattır. Fakat bu tanımdan yola
çıkılarak her tel ile yapılan sanat telkaridir
denilemez. Örneğin ağaç üzerine yollar açıp içine döverek tel gömme işinin de telkari olduğu sanılmaktadır; oysa bunun adı telkari değil “tenzil” sanatıdır (Tezcan, 1977 s.45).
Telkariye verilen bir diğer isimde “vav” işidir. Bu ismi
almasının başlıca nedeni Osmanlıca “vav” harfinin
birçok telkari uygulamasında desen olarak
kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Yurt dışında kabul edilen ismi ise filigredir.
Teknik anlamda telkariden söz edilecek olursa;
ilk aşamada ana iskeleti oluşturmak için tellere şekil verilir. İkinci aşamada
şekil verilen teller, kaynakla birleştir. Üçüncü aşamada oluşturulan ana
iskeletin içi daha ince tellerle doldurulur ve son olarak da doldurulan ince
tellere yeniden kaynak yapma işlemi gerçekleştirilir. Gerek duyulursa eğer ürün
minik kürelerle ve toplarla süslenebilir. Takının yanı sıra birçok süs eşyası
da imal edilebilir. Bunlar mücevher kutuları, şamdanlar, tepsiler, şekerlikler,
vazolar yanı sıra abajurlar, çeşitli tabaklar, düğmeler de olabilir.
TELKÂRİNİN TARİHÇESİ
Telkarinin geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Günümüzden yaklaşık 8000 yıl öncesine
dayanan yerleşim bölgesi olan Çatalhöyük’te bulunan bakır ve kurşundan yapılmış
süs eşyalarının bir kısmında telkâri örnekleri görülmektedir. (Arseven, 1975,
s.25). Arkeolojik kazılardan elde edilen eserlere göre; telkâri tekniğinin M.Ö.
3000 yılından beri Mezopotamya’da M.Ö. 2500 den bu
yana da Anadolu’da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Telkârinin asıl merkezinin 12.
yüzyılda Musul olduğu, bu sanatın Musul’dan ayrı Suriye’ye, oradan da
Anadolu’ya geçtiği ileri sürülmektedir. 15. yüzyıldan bu yana ise Türkler
arasında da yapıldığı ve özellikle Güneydoğu Anadolu’da çok gelişmiş olduğu
bilinmektedir.
Aynı zamanda Türk maden sanatına ait bakır, pirinç, tunç, altın ve gümüş
eserler Türkiye’nin ve dünyanın sayılı müzelerinin seçme eserleri arasında
sayılmaktadır.
Bunların yanı sıra Osmanlı ve Selçuklu ustaları maden sanatında yetenekleri
sayesinde kendilerine has bir üslup geliştirerek Anadolu’ya has eserleri de
ortaya koymuşlardır. (Arseven, 1975. s.35).
TÜRKİYE’DE TELKÂRİ
Telkâri sanatı; Türkiye’nin halen birçok bölgesinde yapılmasına devam
edilen bir metal süsleme sanatıdır. Özellikle Trabzon, Ankara ve Mardin
illerinde üretimine devam edilmektedir. Ankara’nın Beypazarı ilçesi ve
Mardin’in Midyat ilçesi oldukça yüksek oranda üretim yapmaktadır. Trabzon da
ise yoğun olarak üretimi yapılan tür ise Trabzon hasırıdır. Bu bazı kaynaklarda
telkâri olarak geçse de, asıl adı Trabzon hasırıdır
Çok az sayıda olsa da bazı atölyelerde telkâriden yapılmış süs takunya
örnekleri göze çarpmaktadır.
MARDİN MİDYAT
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Dicle bölümünde yer alan bir ilimiz olan
Mardin, ; Diyarbakır, Siirt, Batman, Urfa, Şırnak
illeri ile ve Suriye arasında yer alır. Geçmişten günümüze birçok medeniyete ev
sahipliği yapan bölge sanat eseri ve sanatçıları bakımın dan da oldukça
zengindir. Mardin Midyat’taki telkâri gelişmesinin bugün olduğu gibi geçmişte
de Süryani’lerine çok büyük etkisi vardır. Midyat telkârisini diğer
telkârilerden ayıran ve onu kıymetli kılan özelliği; ince işçiliğinden
kaynaklanır. Pek çok yerde telkâri tekniği, döküme kayarken, Midyat’ta ise hala
el işçiliği devam etmektedir. Ayrıca pek çok yerde ortalama 35 mikron tel
kullanırken, kendilerinin ortalama 22 mikron tel kullandıkları bilinmektedir.
Midyat’taki ince işçilik, araştırmacıların da dikkatini çekmektedir. Midyat’ta
telkâride ağırlıklı olarak gümüş kullanılmaktadır. Sırasıyla gümüşün
eritilmesi, tel çekme, model hazırlama, muntaç ya da
kılavuz da denen iskeletin yapılışı, iskeletin çiftler yardımıyla ince tellerle
doldurulması, birleştirme ve ağartma işlemi yapılmaktadır. (Göyünç.
1991.s.1)
ANKARA BEYPAZARI
Ankara’nın 100 km kuzey batısında olan Beypazarı; havucu, kuyruklu
bindallısı ve telkâri gümüş işleriyle ünlüdür.Kuyumculuk
Beypazarı’nın eski el sanatlarından biri olmakla birlikte yörede şu anda hakim
olan telkari tekniğinin 20. yy’ın
ikinci yarısında geliştiği bilinmektedir. Eskiden uğraşılan bu sanat dalı
içerisinde gümüş işlerinin, önemli bir yeri olduğu ve sadece döküm, savatlama ve mineleme gibi tekniklerle gümüş takılar
üretildiği, telkarinin de kullanıldığı
belirtilmektedir (Anonim, 2004, s.60). Dolayısıyla Beypazarı’ndaki telkarinin gelişimi çok eskilere uzanmamaktadır.
Beypazarı’nda günümüzde telkari yapımı öylesine
gelişmiş durumdadır ki; ilçe birer sanat eseri olan evleri kadar telkari ile de anılmaktadır. Yörede üretilen telkarilerde genellikle 35 mikron ve üzeri gümüş teller
kullanılmaktadır. Bu da yapılan ürünlerin biraz daha ağır ve gözle seçilebilir
olmasına sebep vermiştir. Bunun yanı sıra bu gelişmeler
doğrultusunda üreticiler daha az emek ve daha fazla kazanç bağlamından
hareketle el işi üretim yerine seri üretim tekniği olan döküm ürünler üretmeyi
tercih etmişlerdir. Bu durum, kazancın artmasına sebep olsa da,
yöredeki el işi üretim yapan usta sayısının azalmasına neden olmaktadır.
SONUÇ
Sonuç olarak hem Beypazarı hem de Mardin, Trabzon’a oranla Türkiye’nin en
aktif olarak telkari ürün üretimi yapan iki
bölgesidir. Aralarında kullanılan malzemelerin incelikleri ve teknikler
bakımından ufak tefek farklılıklar gözetmektedir. Karşılaştırdığımızda Midyat
işi telkarinin Beypazarı’na oranla daha ince teller
kullanılarak yapıldığı, daha ince, zarif ve aynı zamanda halen el işi olarak
üretimine devam edildiği görülmektedir. Beypazarı’nda bulunan üreticilerin ise
ekonomik koşullar ve gelişen piyasa şartlarından ötürü el işi üretimden ziyade
döküm üretime geçmeyi tercih ettiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu da ürünlerin
estetik kaygıdan uzak tamamen ticari olarak üretilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Metin
COŞKUN